ACİL SERVİSTE YAPILAN TRANSFÜZYON KOMPLİKASYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Özet Görüntüleme: 161 / PDF İndirme: 94
Anahtar Kelimeler:
acil servis, transfüzyon, transfüzyon komplikasyonu, kan ürünleriÖzet
Amaç: Bu çalışma, acil serviste kan ve kan ürünü transfüzyonu yapılan hastaların demografik özelliklerini, transfüzyon endikasyonlarını, kullanılan kan ürünü miktar ve cinsi ile gelişen reaksiyonlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç Yöntem: Prospektif ve gözlemsel olarak planlanan calışmamıza, 01.11.2014–01.11.2015 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi acil servisinde transfüzyon yapılan 623 hasta dahil edilmiştir. Hastaların %53,8’i erkek, %46,2’i kadın hastalar oluşmaktadır, hastaların yaş ortalaması 47,87±23,66 olarak bulunmuştur. Bulgular: Acil serviste transfüzyon yapılan hastaların tanılarına baktığımızda ise; % 26,2’ sinin malignite, % 32,6’ sının anemi, 18,3’ünün travma, % 12,5 ’nin GİS kanaması, % 10,4’nün de diğer nedenlerle kan transfüzyonu yapıldığı tespit edilmiştir. Transfüzyon yapılan hastaların, 53’ünde immünolojik komplikasyonlar görülürken, 13’ünde ise non immünolojik komplikasyonlar görülmüştür. İmmünolojik komplikasyonlardan; Hemoliz görülen hasta sayısı 1 (% 2,1) iken, transfüzyondan sonra ateş reaksiyonu gelişen hasta sayısı 21 (% 43,8)’ dir. Allerjik reaksiyon gelişen hasta sayısı, 17 (% 35,4) iken, anaflaksi reaksiyonu görülen hasta sayısı da 10 (% 20,8)’dur. Transfüzyon sonrası; 3 (% 6,3) hastada sepsis bulguları oluşurken, 1 (% 2,1) hastada da akciğer hasarı geliştiği tespit edilmiştir. Non immünolojik komplikasyonlardan; yüklenme görülen hasta sayısı 3 (% 6,3) iken, transfüzyon sonrası 3 (% 6,3) hastada hipotansiyon gelişmiştir. Acil Serviste yapılan transfüzyon sonrası, 3 (% 6,3) hastada metabolik komplikasyonlar oluşurken, 3 (% 6,3) hastada dilüsyon saptanmış, 3 (% 6,3) hastada ise hipotermi görülmüştür. Sonuç: Çalışmamızda acil serviste çok sayıda transfüzyon yapıldığını, endikasyon belirlemede belirli bir protokole bağlı kalınmadığını ve daha çok poliklinik takibinde olan hastalara ve destek niteliğinde transfüzyon yapıldığını tespit ettiğimizi söyleyebiliriz. Acil transfüzyon kararı; hangi amaçla ve ne için transfüzyon yapıldığının bilincinde olunarak, laboratuvar sonuçlarındaki düzelmeden çok klinik düzelmenin takibi yapılarak ve gerçek acil transfüzyon gerekliliği ortaya konulmalı ve birlikte risk ve yararları göz önüne alınarak belirlenmelidir.